Cumartesi, Eylül 13, 2008

bayramın kutlu olsun oğlum


Taraf Gazetesi’nde Dicle Baştürk imzalı haberden bir tanıklık… 12 Eylül döneminin sembollerinden Diyarbakır Cezaevi üzerine…

Yıl 1983, bir bayram sabahı. Bahçede dolaşan subaylardan biri sürekli psikolojik baskı uygulayarak “dışarıda kocalarınıza sahip çıkmadınız şimdi de gelip vatan hainlerini ziyaret ediyorsunuz” demişti. Bir anda bahçeye askeri bir grup girdi. Bize “arkanıza dönün” diye bağırdılar. Kendimi tutamadım, kafamı yarım çevirerek göz ucuyla arabaya baktım. Askerler ellerinde silahlar sıraya geçtiler, aralarındaki elleri zincirlerle bağlı, iki büklüm, rengi bembeyaz gencin bakışını hâlâ unutamıyorum. Önümde yaşlı bir teyze bana dönerek “Kızamın mêze ez rast dibêjim? (kızım bak ben doğru söylüyor muyum?) Oğlım bayramın kutli olsın” dedi. Çünkü Kürtçe konuşmak yasaktı. Yaşlı kadın Türkçe bilmiyordu. Defalarca canhıraşla iki kelime ezberlemeye çalışıyordu. Tekrar bana dönerek “Keçe qusure nenere (meze neke) ez aciziye didim te, le ka binere ez rast dibejim an na (kızım kusura bakma seni rahatsız ediyorum, hele bak doğru söylüyor muyum?) Oğlım bayramın kutli olsın” dedi. Aklın durduğu yerdi. Görüş yerlerine varmak için saniyelerle savaşıyorduk. Bir yandan da yaşlı teyzeyi merak ediyordum, acaba oğluna bayramın kutlu olsun diyebilmiş miydi? Yoksa dilsiz olarak sadece gözlerine mi bakabilmişti? (Nilgün Yalçındağ / Tutuklu yakını / Emekli öğretmen)

Radio Neverland, Bulutsuzluk Özlemi’nden Cezaevinde Bayram Görüşmesi'ni çalıyor…

Hiç yorum yok: